izmir kent tarihi
  Havralar
 
5 Mayıs 1919'da gerçekleşen Yunan İşgali'nde Türkler ve Museviler arasında görülen açık ve gizli dayanışma, tarafımdan adım adım gerçekleştirilen bir dev araştırmaya dönüşmüştür. Bazı önemli bulgularımı sunuyorum:
1- İşgalin ilk günlerinde Kramer Palas'ta verilen bir resepsiyonda Yunan komutanlarının gözü önünde Yunan bayrağını parçalayan ve bu yüzden ölüme mahkum edilen İzmirli Musevi genç "Nesim Navaro", cemaatının kahraman bir sembolü haline gelmiştir.
2- Musevi cemaatı, Yunan işgal makamlarınca Türkler aleyhine kaleme alınan hiç bir resmi bildiriye cemaat olarak imza atmamışlardır, imza yerleri daima boş kalmıştır.
3- İşgal kuvvetleri kente girdiğinde Rum, Ermeni, Levanten hatta bazı Türk evlerine Yunan bayrağı asılmış, ancak Musevi mahallerinde tek Yunan bayrağı dalgalanmamıştır.
4- İşgal kumandamı Zafiryu ile İşgal Valisi Steryadis'in tüm baskılarına rağmen Musevi okullarında Yunanca ders okutulması asla kabul edilmemiştir.
5- Yunan jandarmasının baskı, dayak, işkencesine rağmen, Museviler başlarından Türk sembolü olarak bildikleri fesi çıkarmamışlardır.
6- Yunanlılar'ın İzmir ve çevresinin Osmanlı Devleti'nden ayrılıp özerk statüye sokulması için düzenlenen dilekçeye İzmir ve Ege Musevi Cemaatleri imza atmamıştır. Aynı amaçla yapılacak olan 22 Ağustos 1919 Kongresini boykot etmişlerdir.
7- Böylece işgalin sonuna doğru Yunanlılar, Museviler'e özel statü uygulayıp Müslümanlarla aynı kefeye koyup yoğun baskıya başlamışlardır.
8- 9 Eylül 1922'de İzmir kurtulurken; işte bu vatanseverlikleri yüzünden tüm Musevi semtleri Türk bayraklarıyla donanmış, halk askerleri karşılamak için yollara dökülmüştür.

Atatürk'ün söyledikleri
Bu Türk-Musevi dayanışması yalnız İzmir'de değil, Ege'nin tüm yörelerinde Milas'tan Bergama'ya kadar açıkça görülmüştür.
İşte bu yüzden 2 Şubat 1923'te İzmir'de Avukat Rafael Amado, Atatürk'e şu soruyu sorar:
"- Paşam, Yuhudiler hakkında görüşünüz nedir?.."
Yanıt açık ve nettir:
"- Yahudiler kaderlerini Türk milletinin kaderi ile birleştirmişlerdir. Bilhassa Yahudiler bu millete ve vatana sadakatlerini ispat ettiklerinden refah ve saadet içinde yaşayacaklardır.."
Atatürk'ün de işaret ettiği gibi Museviler, gerek Osmanlı döneminde, gerekse Cumhuriyet döneminde Türkiye'nin tümünde olduğu gibi, İzmir'de de barış, kardeşlik ve komşuluk içinde Türklerle yanyana yaşamışlar ve unutulmaz hatıralar bırakmışlardır.


Shalom Havrası: ( Aydınlılar Havrası)
Kemeraltı Havra Sokağında yer alan yapı a, Algaze Havrasının karşısında konumlanmaktadır. Yapı 1500 yıllarında yapılmıştır ve 1841 yılındaki büyük İzmir yangını havranın önünde durdurulmuştur. Yapının giriş kapısında bu olayı anlatan bir kitabe bulunmaktadır.
Yapıya küçük bir bahçeden girilmektedir. İlk yapıldığı yıllarda merkezi planlı olarak inşa edilen bu yapı daha sonraki yıllarda merkezi planı kilise tarzı planlama olan lineer plan şemasına dönüştürülmüştür
.

 
  Bugün 10 ziyaretçi (18 klik) kişi burdaydı!  
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol